25 Temmuz 2011 Pazartesi

Facebook ve Twitter utanmayı unutturdu!




ABD'li psikoloji profesörü Rowland Miller, 30 yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin utanma duygusunu yok ettiğini ortaya koydu.ABD'li psikoloji profesörü Rowland Miller, 30 yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin utanma duygusunu yok ettiğini ortaya koydu. Miller'a göre, insanların hayatlarının bütün detaylarını tüm dünyayla paylaşmalarını sağlayan Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri utanma duygusunu yok ediyor.

Bu cümle, 30 yıl boyunca utanma duygusu üzerine araştırma yapan ABD'li psikoloji profesörü Rowland Miller'ın ulaştığı sonucu özetliyor.

İngiliz Times gazetesi yazarı Nicola Pearson da, Miller'ın araştırmalarından ve kendi tecrübelerinden yola çıkarak, "Artık hiçbir şeyden utanmıyor muyuz?" başlıklı bir makale yayımladı. Bir gün eve giderken yol kenarında karanlık bir köşede seks yapan bir çift gördüğünü anlatan Pearson, "Beni gördüklerinde utanmıştan çok, onları rahatsız ettiğim için kızmışa benziyorlardı" diye yazdı.

Giderek duygular da bitiyor

"Utanmak, tek başınayken hissettiğiniz bir his değil, sosyal bir duygudur. Başka insanların hakkınızda ne düşündüğünü umursadığınızı gösterir" diyen Pearson, Prof. Miller'ın da bu konudaki şu saptamalarına yer verdi: "Utanma duygusu, insanların toplumda kabul görmek istediğini gösterir. Bizim ne düşündüğümüzü umursamayan insanlardan hoşlanmayız ve onlara güvenmeyiz. Utanmak istemeyen insanlar daha düşünceli, dikkatli ve saygılı davranırlar. Nezaket gösterme ve doğru-yanlış ayrımı ortadan kalkarsa duygusuzlaşırız ve diğer insanların hayatını zorlaştırırız."

Gönül yarası böyle bir şeydir işte…



Haydi o sevmediğim büyük yazar ağzıyla ifade edeyim: Aynur’u severiz, takdir ederiz.
Kendisinin bizim takdir ve alâkamıza ihtiyacı olmadığı mâlumdur. “Keçe Kürdân”ı yıllar önce Gönül Yarası’nda görmüş, gelin ağıdını dinlemiştik de yüreğimizin ucu çizilmişti; kimin çizilmemişti ki?

Arşivden bulduk o yazıyı (Böyle yazınca sanki bütün ahali seferber olmuşuz da arşivi taramış gibi bir mânâ çıkıyor; yok öyle bir şey, ama böyle söyleyişin havasını inkâr edemem!); “İncir ağacısın gam götürensin” başlıklı yazıda, muhtemelen farkında olmayarak esaslı ve derin tesbitler yapmışız. Büyük mütefekkirlerin tabiatında böyle bir boyut vardır; bazen yazdığımız bir cümlenin anlamı, sanki ham elmasmış da sonradan yontularak daha değerlenmiş gibi parıldar arşivin kuytuluklarında! O esnada bilemeyiz çok önemli bir tesbitte bulunduğumuzu; şairlerde de böyle bir haslet vardır, hoparlör gibidirler; bazen kendilerini de aşan büyük sözler sâdır olur mısrâlarında.



Övünmek gibi oluyor, bu yüzden mevzuya geliyorum; demişiz ki o önemli yazıda, “Milliyetçiliğin kolayca ucuzlayıveren, şaşırtıcı derece hızla çürüyüveren bir tabiatı vardır ve milliyetçilerin kemâl serdetmesi gereken nokta, o basit merhaleyi ergenlik sivilcesi addedip yükselmektedir. Bu nazik algı titreşim noktasında da Türk’ü Kürt’le ayırdetmek doğru değil. Terkîbî bakışı ilimle, insafla, reelpolitikle, duyguyla yoğurup söyleyelim; bizim âkıbetimiz beraberdir; gerisi ergenlik sivilcesini kaşıyıp durmanın Kürtçesi veya Türkçesi.”



Büyük lâfların kaderi bazen hiç anlaşılamamaktır; bu nefis tesbitimiz de sakata gelmiş anlaşılan. Öyle olmasaydı, gerek Keçe Kürdân Aynur hanım ve gerekse köşe yazılarıyla ona konseri esnasında minder fırlatan seyircileri anasından doğduğuna pişman eden radikal entelektüellerimiz, beğenmedikleri görüş sahiplerini kolaylıkla faşist ilan etmez, biraz yutkunurlardı en azından. Kaç günden beri medya leşkeri işi gücü bıraktı, Aynur’a minder fırlatanların ağzına biber sürmekle uğraşıyor.



Severken, överken iyi de eleştirirken mi kötü mü şimdi? Adamlar duvardan atlayarak konsere korsan giriş mi yapmışlar? Yoo, paracıkları sayıp adam gibi yerlerine oturmuş, konseri dinlemiş, beğenmedikleri yerde de protesto etmişler. En tabii haklarıdır eleştiri. Eleştiri, sanatın ve demokrasinin rûhudur (Buyrunuz bir mühim tesbitimiz daha sâdır oldu!) Alkış ve “bis” ne kadar tabii ise eleştiri ve protesto da haktır ve medya şirini olacağız diye ortaya atılıp, üstüne bir de “Zaten faşistler cazdan hazetmez” diye güyâ kendince komiklik yapmanın âlemi yoktur.



Bir dakika, bu şirin entelektüellerimiz, vaktiyle suratına yumurta atılan fikir adamlarının resmine bakıp, (dikkat fikrî eleştiri değil) fiziki saldırıyı kınamak yerine “Omlet oldu!” diye pişkin pişkin gülen anlayışındaki çocuklar değil miydi sahi?


Yazının sonuna doğru büyük yazar edâsından uzaklaşmışız; şöyle bağlayalım: Kendimizi yokluyoruz ve esefle cazdan hazetmediğimizi farkediyoruz; hayret! Bu da bizi otomatikman faşist kategorisine dahil ediyor fakat fazlaca üzülmüyoruz. Eğer bu şirin takımıyla araya mesafe ve tepki koymanın adı faşistlikse, eh naapalım ona da razıyız!


Haa, cazseverlerin zevkine hörmetimiz bâkidir fakat hiçbir kuvvet bu yaştan sonra bizi jazz muhibbi yapamayacaktır. Aynur’u yine severiz, yine dinleriz ara sıra fakat o victory işareti olmamıştır; hiçbir sanatçı, seyirci kitlesine karşı zafer kazanamaz.


Gönül yarası da esasen böyle bir şeydir.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Levent Yüksel - Selluka



Yağmur yağdı, gene damlar boyandı
Sellukalar uyandı
Yağmur yağdı, gene yıkandı kalbim
Aşk kapıma dayandı

Dilimde şarkılar, hepsi aşktan yakınır
Yüreğimde kuşlar, hepsi aşktan sakınır
Yar senin kalbin kırılmış, sözler sana dokunur
Ama bak aşk send de var, gözlerinden okunur

Sen sen sen aşkı bilsen, başka bir dünyaya girsen
Sen sen sen aşkı bulsan, selluka gibi sarılsan

13 Temmuz 2011 Çarşamba




Ohh Ohh
I just cant sleep tonight.
Knowing that things aint right.
Its in the papers, its on the TV, its everywhere that I go.
Children and crying.
Soldiers are dying
Some people don’t have a home

But I know there’s sunshine behind that rain
I know there’s good times behind that pain
Hey.. can you tell me how I can make a change?

I close my eyes and I can see a brighter day
I close my eyes and pray
I close my eyes and I can see a better day
I close my eyes and pray

I lose my appetite, knowing kids starve tonight.
When I sit up, cause my dinner is still on my plate.
Ooo I got a vision, to make a difference.
And its starting today.

Cause I know there’s sunshine behind that rain
I know there’s good times behind that pain
Can you tell me how I can make a change?

I close my eyes and I can see a brighter day
I close my eyes and pray
I close my eyes and I can see a better day

I close my eyes and pray for the broken-hearted.
I pray for the life not started
I pray for all the ones not breathing.
I pray for all the souls in need.
I pray. Can you give em one today?

I just cant sleep tonight.
Can someone tell me how to make a change?

I close my eyes and I can see a brighter day
I close my eyes and pray
I close my eyes and I can see a better day
I close my eyes and I pray





Just gonna stand there
And watch me burn
But that's alright
Because I like
The way it hurts
Just gonna stand there
And hear me cry
But that's alright
Because I love
The way you lie
I love the way you lie
I love the way you lie

I can't tell you what it really is
I can only tell you what it feels like
And right now there's a steel knife
In my windpipe
I can't breathe
But I still fight
While I can fight
As long as the wrong feels right
It's like I'm in flight
High of a love
Drunk from the hate
It's like I'm huffing paint
And I love it the more that I suffer
I sufficate
And right before im about to drown
She resuscitates me
She fucking hates me
And I love it
Wait
Where you going
I'm leaving you
No you ain't
Come back
We're running right back
Here we go again
It's so insane
Cause when it's going good
It's going great
I'm Superman
With the wind in his bag
She's Lois Lane
But when it's bad
It's awful
I feel so ashamed
I snap
Who's that dude
I don't even know his name
I laid hands on her
I'll never stoop so low again
I guess I don't know my own strength